"Yemeğini bizzat yukarı getirdim, çabuk ye," dedi Henry, 'bizzat' kelimesinin üzerine basa basa, sanki övgü bekliyormuş gibi.
"Tamam," diye kısa bir yanıt verdi Monique. Hâlâ zihninde düşünceler dönüyordu ve henüz kendine gelememişti.
Dur bir dakika, ne dedi o? Yemeğini bizzat getirdiğini söyledi.
O kadar çok hizmetli varken, neden yemeğini bizzat getirsin ki? Kalbi hızla çarpmaya başladı ve ba
















