Kapıdaki vuruş keskin, acil, neredeyse buyurgan gibiydi.
Adrian kucağındaki dergiden başını kaldırdı, kaşları çatıldı. "Kim o?"
"Bilmiyorum. Birini mi bekliyordun?" diye sordum, çoktan kanepeden kalkmıştım bile.
"Hayır." Başka bir sayfayı çevirirken sesi kesik ve dalgındı.
Kapıyı açtım ve donakaldım. Catherine.
"Mia." Sesi yumuşak, titrek. Kızarıklıktan çerçevelenmiş gözleri, bir şey—ya da birini—
















