Hunter'ın bakışlarının yönünden, Serena'dan bahsettiğini anlıyorum.
Hızlı hareket ediyorum.
Topuklarım asfaltta tıkırdarken hızla ona doğru yürüyorum. Beklemiyorum. Kolunu yakalıyorum.
"Heyyy," diye ciyaklıyor Serena. "Ne oluyor? Selam bile yok, beni sürüklüyorsun?"
"Sadece yürü," diye mırıldanıyorum.
Bir an sendeliyor ama kendini toparlıyor. Hızlıca arkama bakıyorum, Hunter yerinden kıpırdamamış.
















