Sonunda aşağı indiğimde, merdivenlerde tanıdık yüzleri saymaya çalışarak oyalanıyorum. Evet—bu insanların bazılarını o lanetli çöpçatanlık barbeküsünden hatırlıyorum. Ama özellikle bir yüz, sanki yerde bir hamam böceğiymişim gibi bana dik dik bakıyor.
Jade.
Üvey babamın Knox için çalıştığını unutmuşum.
"Buraya," diye sesleniyor Knox, elinde bir tabak kekle zaten oturmuş.
Ona doğru yürüyorum, kanep
















